Yine oldu.Bugün yine başıma geldi.Aynı mağazada hem 40 beden hem 44 beden elbiseye girdim.Hem de aynı gün ,aynı yıl içinde .Sanmayın ki gün içinde iki beden şiştim ...elbiselerde,pantalonlarda,eteklerde ve hatta ayakkabılarda.Nedir bu ''kaç beden giyiyorsunuz ?''sorusunun cevabı.Bir insan vücudu bu kadar değişir mi? Tabii ki hayır! Ama açıklamamız hep aynı!!! ''KALIPLARIMIZ FARKLI''
Hay sizin kalıplarınıza ..demek geliyor her bu lafı duyduğumda.Bugün şöyle bi düşününce 36-36,5-37-37,5-38 olmak üzere birbirinden değişik numaralarda bir sürü ayakkabım olduğunu farkettim.Ayaklarım mı uzayıp kısalıyor diye merak edip mezura ile ölçtüm.Tam 24 cm sağ ayağım, tabii sollar daha küçük olur diyorlar o da 23,5 cm desek.0,5 cm bu kadar numara farkı yaratır mı ?Yoksa herkes kafasına göre mi üretim yapıyor ayakkabı sektöründe .Başka bir ihtimal ise; her ustanın kendi el ölçüsü farklı da ahmet usta ile mehmet usta farkı mıdır ''kalıplarımız farklı'' cümlesinin ardındaki gerçek.Elbiselerde de durum farklı değil .40-42-44 olmak üzere üç bedende elbise var hala giydiğim.Bir de s-m-l-xl-xxl meselesi var ; hangi harf hangi bedene denk geliyor bilmecesi her mağazada başka bir formülle cevaplanıyor.Bir de yeni başlayan bir tanım var; ürünün ölçüsü bir aralık olarak tanımlanıyor.38-40,40-42 gibi tanımlardan insan 40 giyerken hangi şıkkı işaretleyeceğini saatlece düşünüyor.Tabii yeni bir trend olan yabancı ülke ''size''ları var ki o konuya girmek dahi istemiyorum.En trendy olanı rus ölçüsü müdür yoksa ingilizler hala yarışta başı mı çekmekte ?Bahisler açık...Gelelim işimiz çıldırmaksa bir sonraki aşamaya...
İnternetten alışveriş ...ha bir de bu standart dışı durum varken internetten alışveriş yapmamızı bekliyorlar ya o zaman deliriyorum.İnternetten yanılıp yenilip bir ayakkabı,elbise almaya çalışmak tam bir çılgınlık! Bir ürün almadan yaklaşık iki iş günü karşı taraftaki satıcı ile mail-leşmek gerekiyor.''Kalıplarınız dar mı geniş mi ?'' ile başlayıp '' benim belim ince 65 cm ama kalçalarıma doğru genişleyerek 98 oluyor,aşağı doğru bacaklarım ise uzun ve sütun gibi ,acaba sizin elbisenin mediumu bana olur mu? ''ya varan acaip muhabbetlere kadar varabiliyor.Bu iki günün sonunda alışverişi yaptınız ama bu sefer de başka bir sancılı bekleyiş var ki o da başka bir çile.''acaba gelen ürünler bana olacak mı?'',''nasıl duracak?'',''bana yakışacak mı'' gibi içinizi kemiren binlerce soruyla yaklaşık 3-10 gün arası işkence çektikten sonra kargo kapınızı çalar.Aldığınız ürün gelmiştir,ama kargocu onu size vermek için ayrıca bir çile çektirecektir size .''kimliğiniz?,Şurayı imzalar mısınız?,şu kadar kargo ücreti var !(o kargo ücretinin üzeri de hiç çıkışmaz nedense,ayrıca neden hep küsurludur o ücret)'' gibi çeşitli aşamalardan sonra kendinizi bir tür ''SURVİVOR'' kazanmış hissederek kutunuzu alıp hemen açarsınız.Baammm!
Bundan sonrası ikiye ayrılır:
kısa ve mutlu son.
bir de uzun ve yeni bir işkence süreci olacak daha acılı ve sinir katsayısı yüksek bir sona doğru bezgin bir yol(daha çok ikinci yolda süründüğünü düşünüyorum internet alışveriş madurlarının) ki bunu yazmak hiç istemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder